Monday 18 July 2011

Las Vegas'a cocukla gidilir mi?

Las Vegas tatilini cok onceden planlamistik. Ben internetten arastirmaya baslamistim. Las Vegas gibi 'gunah sehri' denilen yere cocukla gidilir mi diye. Cok da guzel gidilirmis. Iste Las Vegas izlenimleri ve Tugra'nin maceralari..


Las Vegas colun ortasinda yoktan var edilen bir sehir. Vega ispanyolcada vadi anlamina geliyor (tam cevirisi bu olmayabilir, affola). Asil turistik bolgesi Las Vegas bulvari, diger deyisle 'strip' uzerindeki oteller. Vegas'a gelen insanlarin cogu sanilanin aksine kumar oynamaktan ziyade, otelleri gezmeye ve gece hayatina geliyorlar. Cunku hemen hemen her otel bir baska konseptle insa edilmis. Onunde Eyfel Kulesi olan, icinde yururken Paris'te bir aksam ustu sokaklarda geziyormus izlenimi veren Paris oteli: icinde gondol gezisi yapilabilen The Venetian; piramit seklindeki Luxor; eski Roma'da gladyator dovuslerinin yapildigi Colloseum'u olan Ceasers Palace ve daha niceleri...

Gelelim Tugra'nin maceralarina. Tugra Vegas'ta hem sikilmadi hem de magdur olmadi. Magdur olmadi, cunku otel odasinda rahat rahat yemegini yedi, oglen uykusunu uyudu, uyanik oldugu zamanlarda da fildir fildir annesi ile otel gezdi. Tugra'nin favorilerine gelince...Biz strip uzerindeki en eski otel olan Ballys de kaldik. Ballys meshur su gosterisinin yapildigi Bellagio'nun tam karsisi idi ve bizim odamiz Bellagio'nun havuzuna bakiyordu. Dolayisiyla odada oldugumuz sure zarfinda surekli su gosterisini izleyebildik, ki bence buyuk bir nimet. Tugra, "aa su basladi sanki, bakalim" diyordu, bir guzel izliyorduk.

Ballys'in bir diger guzelligi yerinin yani sira, Paris oteli ile icice olmasi idi. Otelin icinden direk Paris'e gecebiliyorduk. Sabahlari orada kahvaltimizi yapip, Bellagio'ya geciyorduk. Cunku otelin lobisinde, atli karinca, donme dolap, baliklarin yuzdugu kucuk bir havuz, papaganlarin oldugu kafesler, yani Tugra'yi neredeyse bir butun gun boyunca oyalayabilecek bir suru sey vardi.

Bir diger eglencemiz, The Mirage'in icindeki yunuslari seyretmek idi. Ben de daha once hic bu kadar yakindan gormemistim, gercekten cok sirinlerdi.

Anlatmadan gecemeyecegim bir diger izlenim de, yaya trafiginin en yogun oldugu isiklarda adamin birinin elinde mikrofon "Seytana uymayin, gunah islemeyin, Isa bizim gunahlarimiz icin oldu" diyerek, gunah sehri denilen yerde Las Vegas'ta insanlari uyarmasi idi. Bodrum'da barlar sokaginda beyaz sakalli amcanin biri "yavrum icki icmeyin, seytana uymayin" diyebilir miydi acaba?

Diyecegim o ki Las Vegas'a cocukla pek tabii gidilebilir. Cocuklari da egleyecek bir suru atraksiyon var. Tabii biraz kendinizden feragat etmeniz gerekiyor. Biz esimle Tugra'nin ogle uykularinda, aksamlari nobetlese disari ciktik, pek fazla beraber vakit geciremedik ama Las Vegas'in da tadini cikardik. Herkese tavsiye edilir...

Sunday 17 July 2011

Altinci hastalik

Eveeet, sonunda altinci hastaligi gecirdik. Dis atesine oylesine benziyor ki, kopek dislerini cikarirken ki ateslenmesinden hicbir farki yoktu. Ayni sekilde 2 gun kesintisiz suren ates, 3. gun hafifledi, sonrasinda da cogunlukla boynu ve yuzunde olmak uzere kirmizi dokuntular cikti. Dokuntuler de birkac gunde sondu, ama dokuntu oldugu sure boyunca huysuzluk ve istahsizlik devam etti. Sonra da bir anda hem istahi hem nesesi yerine geldi.
Bu surecte birseyin farkina vardim. Turkiye'de olsaydik, 30 kere doktorunu arar sorardim. Burada oyle bir imkan yok, istedigin gun istedigin saat doktorla gorusemiyorsun. Ancak randevu alip goturmen gerekiyor. Acil durumlar icin hemen randevu veriyorlar sagolsunlar. Ama Tugra klinige girdigi anda ciyak ciyak bagirmaya basladigi icin, doktora gitmeyi son care olarak kullaniyoruz.

Bu sefer de oyle yaptik, ya distendir, ya da altinci hastaliktir dedik. Altinci hastalikda da yapilan sey ates dusurucu vermek. Tabii her zaman kendi kendine hareket etmek dogru bir secim degil.Ama bu sefer Tugra'nin sadece atesi vardi, ne bir bogaz enfeksiyonu ne bir burun akintisi. O yuzden biz de atesli ve halsiz Tugrisi doktora goturup iyice hirpalamaktansa, goturmeyip ates dusurucu vermeyi tercih ettik.

Internetten bir onceki ateslenmesinde altinci hastaligi enine boyuna arastirmistik zaten. Turkiye'de doktorlarin ateslendi diye cocuga antibiyotik verdigini, sonrasindaki dokuntulari de antibiyotige bir reaksiyon olarak degerlendirdiklerini okumustuk. Burada da antibiyotik en en son care olarak veriliyor. Saglik sistemindeki mantalite cok farkli. Yine de Turkiye'de kendimi cok cok daha guvenli hissediyorum nedense..

Her neyse, diyecegim o ki basarili bir surec yonetimi ile altinci hastaligi atlatmis bulunmaktayiz. Her ne kadar bu Tugris'in yanak hacminin azalmasina mal olmus olsa da, gecti gitti ya ben onu tosun yaparim yine..

Evimizde senlik var

Aylik bir maratondan sonra annemleri yolcu ettik. Ayni gun Tugra'nin babaannesini, amcasini (Tugra'nin deyimiyle emmisini) ve halasini (Tugra'nin deyimiyle Nendis'i -Nergis'i) karsiladik. Boylece huzunlenmeye firsat kalmadan bir diger sevinc yasadik. Allah su interneti ve skype'i icat edenden bin kere razi olsun. Kamera ile gorustugumuz icin Tugra hic yadirgamadi, daha dun gormus gibi sevincle coskuyla karsiladi herkesi...

Gel gor ki, beni simdiden stresi sardi, onlar da gidince garip kalicaz bir basimiza buralarda diye. Ustelik Tugra'nin arkadaslari da donuyor. Hele bir kapi komsumuz var, Tugra yasinda ogullari var, adi Yunus. Yunusla yatiyoruz Yunusla kalkiyoruz. Tugra ona 'Munus' diyor. Munus'u gordu mu, Allaaah kim tutar Tugra'yi, atiyor kendini sokaga, eve sokabilene ask olsun. Onu gordugu zaman yuzundeki sevinc gormeye deger. Kucuk oglum buyumus de, arkadasi var da, onunla oynamak icin sokaga cikmak istiyor. Munusla oynamadigi zamanlarda da onunla oynayacagi oyunlarin hayalini kuruyor. Misal bugun yemek yediriyordum, bizimkisi basladi "Munus mama yicek, sonra gelicek, top oyniycas, su oyniycas".
Canim oglum insan seviyor, kalabalik seviyor. Babaannesi de gidince mahsunlasirsa diye korkuyorum. Umarim yeni arkadaslari olur, onlari da cok sever. Havalar soguyunca eve sigamayacak benim oglum o belli oldu. O yuzden haftada iki gun yarim gun krese gondermeyi dusunuyoruz. Hem ingilizceyi soker hem de arkadas edinir. Hem de yeni maceralara yelken acar...

Thursday 7 July 2011

Cocukla seyahat- NYC ve Boston

Tugra'nin anneannesinin ve dedesinin gelmesiyle evimizin senlendiginden bahsetmistim. Hemen arkasindan dayisi, Oya yengesi ve kendisiyle yasit kuzeni Ece'nin gelmesiyle nesemiz daha da bir katmerlendi ve iki haftalik seyahat seruvenimiz basladi.


 Iki hafta boyunca yollarda Tugra'ya ve Ece'ye ne yedirecegiz diye sikintilanmaya aylar once baslamis, binbir turlu hazir mama, mikrodalgada yapilabilen pilavlar makarnalar denemis ve basarisiz olmustum. Yanima iki cesit corba, ev yapimi kurabiyeler, kavanozda hazir tatli patates, binbir cesit meyveler, krakerler aldim. Mikrodalga firin bulamazsak diye annem de Turkiye'den Turk kahvesi yapma makinasini getirdi. Corbalar gayet guzel isiniyor icinde herkese tavsiye ederim.

Ilk duragimiz NYC idi. Otelimize yerlestik. Abimler o gun gelecegi icin o gunu otelde gecirdik. Tugra yemeklerini guzelce yedi. Gel gor ki deli danalar gibi Manhattan sokaklarinda gezmeye baslayinca Tugra'nin da duzeni bozuldu. Yedir yedirebilirsen.. Ilk baslarda bende film koptu. Sonra baktim film kopunca birsey olmuyor, careler aramaya basladim.

Otelimiz Jersey City'de idi. Meger orda Paterson'da Turk mahallesi varmis. Turk marketlerinin caminda 'Bildircin yumurtasi bulunur' yazan bir yerden bahsediyorum :) Oradaki bir restorandan kofte ile pilav paket yaptirdik. Acikinca Tugra'nin eline kofteyi veriyorduk, hem kendi istegiyle yiyordu hem de elimde kasik dolanmak zorunda kalmiyordum. Pilav zaten joker gidamiz. Gerek eliyle avuclayarak, gerek arabada acikinca kasikla yedi kuzucuk.

3 gun sonra Boston'a gectik. Boston'in disinda Lexington'da Element diye bir otelde kaldik. O otelde kalamk suretiyle her dakika Boston'a gidebilirim. Zira odamizda bildiginiz mutfak vardi. Koca bir buzdolabi, ocak, mikrodalga firin, bulasik makinasi. Her turlu mutfak gereci, tencere, tava, tabak. kasik. Kucuk bir studio daire adeta. Firsat bu firsat mercimek corbasi yaptim tazecik, guzelce yedi de benim de keyfim yerine geldi.

Cocukla seyahat zor. Kendi yedigin ictigin gezdiginden geciyorsun, cocugum yedi mi, uyudu mu, keyfi yerinde mi onemli olan o. Annem zaten demisti, cocuk sahibi olmak demek "Ben hayatimdan vazgectim artik cocugum icin yasayacagim" diye bir senede imza atmak demek. Hakikaten hakliymis.